''Ne oluyor bana. Niye böyle oldum ben'' diyordu içinden ve gözlerini Nevbahar'dan alamıyordu. ''Ne güzel kız'' diye düşündü. O da kalbinin sesi dışarıya kadar duyuluyor mudur diye düşünmeye başlamıştı. Çünkü kendini bildi bile kalbi hiç böyle atmamıştı.Bundan önce sevgilileri olmuştu ama hiç aşık olmamıştı. Zaten bundan önceki bütün ilişkilerini de hep başlatan karşı taraf olmuştu.
Ali ile Zeynep aralarında bir şeyler konuşuyorladı. Bu aradan istifade Murat, Nevbahar'la konuşma fırsatı buldu. ''Adınız çok güzelmiş kim koydu adınızı?'' diye sordu. Sonradan sorduğuna pişman oldu. ''Dan diye sohbete mi girilir? Salak'' diye geçirdi içinden. ''Afedersiniz, biraz pat diye daldım sohbete'' dedi. Nasıl dalmasın ki karşısındaki kız büyülemişti onu. Onun da tıp fakültesinde okuduğunu öğrenince ''Nasıl olur da bu zamana kadar onu göremedim?'' diye de hayıflanmaya başladı.
Gülümsedi Nevbahar. Onun bu halini görünce. ''Annem ve babamın uzun yıllar çocukları olmamış. Seneler sonra ben doğmuşum. Bu bebek bize yeniden baharı getirdi, ilk baharı evimize getirdi diye benim adımı ilkbahar anlamına gelen Nevbahar koymuşlar'' dedi.
Murat, ''Demek sen de benim gibi tek çocuksun'' dedi. Bizimkilerinde tek çocuğu benim. Ben de seneler sonra olmuşum. Onun için sen bizim muradımızsın, muradımıza kavuştuk diye adımı Murat koymuşlar'' dedi. Tam da bu arada Zeynep ile Ali ''ne kaynatıyorsunuz'' dediler. ''Hiç. İsimlerimiz hakkında konuşuyorduk.'' dediler.
''Hadi çaylarımızı içtiysek kalkalım'' dedi Ali. Zeynep ve Ali birbirlerine bakıp gülümsediler. Planlarını uygulamaya koymuşlardı. Kararlaştırdıkları filmin biletlerini aldılar. Film tam başlayacağı zaman Zeynep ve Ali çok önemli bir işleri çıktığını şimdi hemen gitmeleri gerektiğini çok acelelerinin olduğunu işleri bitince onları arayacaklarını söylediler. Nevbahar ve Murat'ın bişey demelerine fırsat vermeden sinema salonundan çıktılar. Sinemadan çıkınca kahkaha ile güldüler. Planları istediği gibi ilerliyordu. ''İnşaallah bu işin sonu güzel olur'' dediler.
Nevbahar ve Murat çok şaşırmışlardı. Nevbahar ''Bizde arkalarından gidelim'' dedi. Murat'la tek başına kalamazdı. Zaten heyecandan ölecek gibiydi. Murat böyle olmasına sevinmişti. Nevbahar'la birlikte film izlemek çok hoşuna giderdi. Ama zaten Murat filmi izlemeyecekti ki. O film boyunca Nevbahar'ı izleyecekti.
Film boyuca Nevbahar heyecandan öldü. ''Allah'ım bana ne oluyor böyle, Ya o çocuk bana bakmaz ki. Böyle tatlı çocuğu tek bırakırlar mi hiç? Kesin sevgilisi ya da nişanlısı vardır'' diye düşündü. Bana bakmaz ki dedi. Murat da aynı şeyleri düşünüyordu. ''Böyle güzel bir kızı hiç yalnız bırakırlar mı?'' diye düşündü.
Film bittikten sonra Murat, Nevbahar'a ''Ben çok acıktım. Birşeyler yiyelim mi?'' dedi. Nevbahar hayır demek istedi ama diyemedi. Peki dedi. Birlikte yemek yemeye gittiler. Önce okuldan, hocalardan konuşmaya başladılar. Nevbahar'ın hiç anlamadığı bir ders vardı. Murat, Nevbahar'a o dersi anlatabileceğini söyledi.
Murat, konuşurken Nevbahar'a dalıp dalıp gidiyordu. ''Allah'ım ne güzel kız diye geçirdi'' içinden yine. Nevbahar çok heyecanlıydı. Karnında kelebekler uçuşuyor gibi hissediyordu. Nevbahar, ''Artık eve gitmeliyim, saat geç oldu'' dedi. Murat, ''Sizi eve ben bırakayım'' dedi. Teşekkür ederim ben otobüsle giderim zahmet olmasın size'' dedi. ''Olmaz hava çok soğuk, zaten kar da yağıyor, üşürsünüz hem zaten sizin ev bizim yurda yakın birlikte gideriz'' dedi Murat. Nevbahar hadi kabul et diyen kalbinin sesini susturamadı ve kabul etti. Arabaya bindiler.
Normalde çok hızlı araba süren Murat, arabayı olabildiğince yavaş sürüyordu ki onunla daha fazla vakit geçirebilsindi. Nevbahar, Murat'la birlikte olmanın verdiği heyecandan Zeynep ve Ali'yi unutmuştu. Daha yeni aklına gelmişti. Hemen Zeynep'i aradı. ''Canım nerdesin? Bi sorun yok değil mi?'' dedi. Zeynep kıkırdıyordu. ''Sen bizi boşver, asıl siz ne yaptınız, film nasıldı?'' diye sordu. ''Film güzeldi, yemek falan yedik, şimdi de eve geliyoruz'' dedi. ''Murat yanında mı?'' dedi Zeynep. ''Evet beni eve bırakacak'' dedi. '' O zaman ikinizde bize gelin hadi. Zaten Ali'de bizde. Çay demledik. Senin sabah yaptığın havuçlu kek de var çocuklara onları ikram ederiz'' dedi. ''Benimle birlikte bize gelir misiniz? Ali de bizdeymiş. Bizi bekliyorlarmış'' dedi. Murat, gelirim ama bi şartım var" dedi gülümseyerek. "Şart mı ne şartı ki? " dedi Nevbahar. "Ben hep sen diye hitap ediyorum ama sen hep siz diyorsun. Kendimi kötü hissediyorum. Bana sen ya da Murat dersen gelirim" dedi. Gülümsedi Nevbahar. ''Peki bundan sonra sen derim. O zaman bize geliyorsun değil mi?" dedi ve gülümsedi. Eve geldiklerinde Ali ve Zeynep onları kapıda karşıladı.