14 Mayıs 2013 Salı

ANNEM... (1)




Uzun amandır yazmak istediğim, hatta anneler günümde yazmayı planladığım ama bir türlü müsait olup da yazamadığım bir yazım vardı. Şimdi o yazıyı okuyorsunuz. Yani inşaallah bitirebilirsem okuyacaksınız. Biraz uzun olur mu acaba diye düşünüyorum belki bi kaç bölüme ayırırım.

Evet benim uzun zamandır yazmak istediğim kişi annem. Allah'ım iyi ki onu benim annem yapmış. Bu konuda çok mutlu olduğumu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.

Annem benim. Bitanem. Adı gibi sabır yükü bir kadın.Annem 9 çocuklu bir ailenin 8. çocuğu. Ölen kardeşlerini de sayarsak aslında 11 çocuğun 10. su. Tam bir on numara. Bu dediğimin doğruluğunu annemi tanırsanız hemen anlarsınız. :)

Annem 7 yaşından 20 yaşına hatta düğününe 3 gün kalıncaya kadar halı dokumuş. Haaa öyle zevkine falan değil. Evin geçimi onun ve 3 teyzemin daha dokuduğu halı ile karşılanıyormuş. 2 teyzemde erken yaşta evlenip gitmişler. Hatta en büyük teyzem annem doğmadan evlenmiş. Haa bi de şu var ki anneannem büyük teyzem evlendikten sonra  5 çocuk daha doğurmuş. :) Mesela benim bazı kuzenlerim annemden büyük bende onlara teyze diyorum. :)

Neyse konuyu dallandırıp budaklandırmayayım. Diyeceksin deden ya da dayıların çalışmıyorlarmıydı diye.
Dedem yaşlıymış. Dayılarım ise çalışmazlarmış. Bütün gün evde yatarlarmış. Anneannem ve dedem ise erkek çocuğuna çok düşkün oldukları için oğullarına hiç laf ettirmezlermiş. 
Dedem, hatta dedem o zamanlarda yaşlı olduğu için dayım burnunu sokmuş ve annemi okula göndermemiş. Çok yalvarmışlar. Hem annem hem teyzelerim çok yalvarmışlar ama hiçbirini okula göndermemişler. Annem onlara inat kendi kendine okuma yazmayı öğrenmiş. Nerede yazılı birşey görse hemen okumaya çalışırmış. Annem en çok omo paketlerinin üstündeki yazıları okurdum der. Annem ne zaman ortadan kaybolsa onu kesin birşeyler okurken bulurlarmış.

Bunlardan ayrı bi dolu sıkıntı çekmiş ama içindeki yaşam enerjisi hiç eksilme dahi göstermemiş.Hep hayat dolu olmuş. Çok güzel yaramazlıklar da yaparmış. Hatta birinde dedem ile anneannem köyden  Konya'ya bir akrabalarını ziyarete gideceklermiş. Annem ve küçük teyzem çok gitmek istemiş ama götürmemişler. Dedemin kamyonu ile gideceklermiş. Annemden herkesten habersizce kamyonun kasasına binmiş ve Konya'ya o da gelmiş. Anneannem onu orda görünce çok sinirlenmiş. Annem bi güzel dayak yemiş. Ama benim için o dayağın hiç önemi yoktu diyor. Ben oraya gittim ya hiç önemli değil der hep. :)

Sonra annemle babam evlenmişler. Annem babamların evine gelen ilk gelinmiş. Babamlar 7 kardeş. Hepsi büyüklermiş annem o eve geldiğinde. Ne yanlış yapsam da bana kızsalar diye hep hareketlerimi takip ediyorlardı der. Öyle öyle günleri geçmiş. Ben olmuşum. Hemen arkamdan ikiz kız kardeşlerim olmuşlar. Hem 3 çocuk hem ev işleri hem de ahırda hayvanlar varmış. 3-4 tane inek. 8-10 tane koyun. Yaklaşık 100 civciv ve tavuk. Bunların hepsine annem bakıyormuş. Babannem de sağolsun bize bile yardım amaçlı bakmazmış. Teyzemleri de yardım etmeye kabul etmezlermiş. Annem kendi başına yapmaya çalışırmış. Beni babamın halası evine götürürmüş o bakarmış çoğu zaman. Hala onun yeri bende ayrıdır. Annem ona hep dua eder en azından o işin arasında seni düşünmezdim der her zaman.
Ben 4 yaşındayken Konya merkeze taşınmışlar. Ben ilköğretim 1. sınıfa gittiğimde annemle birlikte bayağı zorlandık. annem sadece kendi kendine öğrendiği kadar okuma yazma biliyordu ve ben de okumayı öğreneceğim. İşteee burda sorunlar çıktı. Aslında tatlı sorunlar diyebiliriz. :) Ben ilkokula başladığımda büyük erkek kardeşim 6 aylıktı. Annem benim bir yandan o ağlarken onu susturmaya çalışıyor bir yandan da bana Cin Ali okutmaya çalışıyordu.Bir sürü komik anım var okuma yazmayı öğrenirken annemle birlikte.

Okumayı yazmayı öğrendikten sonra öğretmenim Türkçe kitabındaki bir parçayı akşam evde yazıp gelmemi söyledi. Anneme bunun aynısını yazacakmışız dedim. Annemde o zaman harfleri de kitapdakinin aynısı yapmalıyız dedi. Bende öğretmenim aynısını yaz gel kızım dediği için anneme uymuş oldum. :) Kitaplardaki ''ğ''ler, ''a''lar, ''y''ler falan farklı olur.  Ama biz o harfleri aynen yazdık. :( Ben sevinçli sevinçli okula gittim öğretmenime hevesle ödevimi gösterdim. Öğretmenim önce bir şaşırdı. Sonra gülümsedi. Kızım harfler benim size öğrettiğim gibi olacak bundan sonra öyle yaz olur mu dedi. Ben okul çıkışı sinirle eve gittim. Anneme kızdım. Annemde güldü. Ben daha çok sinir oldum. :) Çocukluk aklı o anki komikliği sonradan büyüyünce anladım. :)


2 yorum:

  1. :) Benim ilkokul birinci sınıf anılarım zayıf, pek hatırlamıyorum.
    Ne sıkıntılar çekmiş anneniz. Allah başınızdan eksik etmesin. O kadar işi arasında bile yardımcı olmuş derslerinde. NE güzel.
    İkinci bölümü de baya merak ettim. Daha neler oldu ki. :)

    YanıtlaSil