8 Aralık 2014 Pazartesi

SIMSIKI...


Sustu kadın... Oysa söylemek istediği o kadar çok şey vardı ki. Mesela onu delice sevdiğini söylemek, ona sarılmak, omuzlarında ağlamak istiyordu. Ama yapamadı kadın. Gururu buna izin vermedi.  Zaten şimdiye kadar hiçbir zaman kalbini dinlememiş kalbine ağır zincirli prangalar geçirmişti. Olmazdı. Olmamalıydı... Susturdu kalbinin sesini, gururu. Arkasını dönüp gitti. 

Sustu adam... Baktı kadının gözlerine. O gözler bi şeyler anlatmaya çalışıyordu ama... Uzatsa elini, tutar mıydı ellerini? Gel gidelim dese. Gelir miydi hiç sormadan sorgulamadan? Gelmezdi. Gelemezdi... Gidiyordu işte... Ama hayır, olmaz buna izin veremezdi... 

Koştu arkasından. Kolundan tuttu. Kadın kolunun  bir anda sımsıkı tutulmasının şaşkınlığını attıktan sonra anlayabildi adamın ağladığını. Olmaz dedi adam, bırakmam seni. Kadının kalbi kalın zincirli prangalarını kırmıştı sonunda. O da gözyaşlarına engel olamıyordu artık. Adam çok sonra fark etti, hala kadının kolunu sımsıkı tutmaya devam ettiğini. Kadın onu bile fark etmemişti. Ağlıyordu. Hiç utanmadan, korkmadan ağlıyordu. Gözyaşları yanaklarını ıslatmayalı uzun seneler olmuştu.  

Sarıldılar sımsıkı. Bundan önce yitirdikleri zamanların acısını çıkarırcasına. İkisi de ne kadar uzun süre sarıldıklarını hiç hatırlamayacaktı. 

2 yorum:

  1. :( Ne güzel ya kolunu tutacak ve bırakmayacak birinin olması..
    Oldum olası gurur yapamadım, duygularım hep mantığıma baskındır.. Ama yenik ve kimsesizdim.. Sanırım hepte öyle olmaya mahkum olacağım..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaaa öyle deme ama canım benim :(
      Bizim de kıymetimiz bilinir elbet

      Sil