10 Kasım 2013 Pazar

KALPTE YANAN SON MUM...


Neden bırakıp gittin ki?
Oysa daha yaşayacağımız ne çok şey vardı.
Daha hiç bişey yaşamamıştık ki biz.
Daha sen dede olacaktın.
Beyaz saçlı, huysuz ama çok tatlı bir dede.
Daha damatların, gelinlerin olacaktı.
Daha Allah'ın emri ile beni ilk gözağrını, kız kardeşlerimi isteyeceklerdi senden.
Benim gelin kuşağımı kim bağlayacak şimdi dualarla?
Bizim veli toplantılarımıza hiç gidememiştin hayat telaşından.
Tam da emeklilik yaşına denk gelen bizim ufaklığın veli toplantılarına gidecektin daha.
Kızacaktın ona neden yaramazlık yaptın diye.
Daha biz seninle tatillere gidecektik.
Ben ısmarlayacaktım size tatili.
Ne de olsa artık iş sahibi oldum. Ailemi ben götürecektim tatile.
Ömrün boyunca hiç tatil yapamamıştık iş güç derken.
Ama yapacaktık be elbet bigün yapacaktık.
Sonra biz kendi işimizi kuracaktık. Ofis açacaktık kendimize. Mühendislik ofisi. Kardeşler hep birlikte. Sende gelecektin ofisimize. Sana özel masa olacaktı.
Ama olmadı...
Biz tatillere gideceğiz, okullar bitireceğiz, evleneceğiz, çocuklarımız olacak, işler kuracağız ama hep bir eksiğimiz olacak...
SEN...
Sen olmayacaksın yanımızda.
Bir yanımız hep buruk olacak.
Ne yapalım bizde böyle yaşamaya alışacağız, alışmak istemesekte alışamasakta alışmış gibi yapacağız.
Televizyonda baba ile ilgili şeyler olduğunda sırf  bizim küçük üzülmesin diye kanalları değiştirmeye devam edeceğiz.
Daha çok küçük baba o. Daha 6 yaşında.
Senin adın geçti mi gözlerimiz dolmaya devam edecek.
Ama yaşayacağız.
Derler ya sevdiğin birini kaybettiğinde kalbinde o gün kırk mum yanarmış. Her geçen gün biri sönermiş. Ama tek bir mum asla sönmezmiş.
O mum usul usul yanmaya devam edermiş.
Yandıkça da sevdiğini kaybedenin kalbini yakmaya devam edermiş.
Ne yapalım biz o kalbimizi yakan mumla yaşayacağız.
Bugün doğum günün.
Sensiz geçen ikinci doğum günün...
Ama sen rahat uyu babacım.
Dualarımızla hep yanındayız.
Seninde hep bizim yanımızda olduğunu biliyorum.
Doğum günün kutlu olsun.
                                          İlkgözağrın...

9 Kasım 2013 Cumartesi

MİM... ''DUYGU''


Evet bir mimle daha karşınızdayım. Bu mimi canım arkadaşım Duygu'm hazırlamıştı.Beni de mimlemişti. Ne zamandır aklımda ama vakit sıkıntısından dolayı yapamamıştım. En sonunda yaptım :) Duygu bu aralar zor zamanlar geçiriyor. Bu mimi onun için yapıyorum. Ona ihtafen :) Canıııım hadi gül biraz yaaa hadi :)
1-En çok incindiğin/kırıldığın kelime?
Aslında öyle şudur diyebileceğim bi kelime yok. Ben kelimelerden çok hareketlere tavırlara kırılırım. Sonuçta dil bu kemiği yok demişler değil mi :)
2-''Herkesin kullandığı bir kelime olur, ama senin için bir insan olur, o özel insan o kelimeyi kullanınca alınırsın'' ne düşünüyorsun?
Hımm bilmem yok herhalde yaaa. Düşünüyorum, düşünüyorum yok. Dedim ya söylenen sözlerden çok hareketlere, bakışlara daha çok dikkat ederim.
3-Seni en çok duygulandıran şarkı?
Beni bu kategoriye bi sürü şarkı ekleyebilirim. Ama bu aralar Mabel dinliyorum. En çok da Kerem Gibi şarkısını. Dinlerken nerelere gidiyorum bir bilseniz...


5-Nefret mi Aşk mı?
Nefret... Kesinlikle nefret. Aşk belli bir zaman sonra bitiyor ama nefret... İnsanlar görüyorum sırf nefretleri ile yaşayan ama sırf aşklarıyla yaşayanı görmedim ya da bana denk gelmedi bee :) ama sen hangisini isterdin diye sorarsanız ben ikisini de istemem. Varsa ben sevgi alıyım :)
6-Birinin kalbini kırdığında nasıl gönlünü alırsın?
Yapmadığım şebeklik kalmaz desem abartmış olmam. Ama eğer kırıldıysam oooo karşımdaki yandı valla :)
7-Nasıl ağlarsın bağırarak mı? içine akıtarak mı?
Hiç öyle abartı tepkilerim olmadı hayatta. Mesela bişeye kızdığında bardak, çanak, telefon, bilgisayar falan kıranlardan değilim ben. En kötü günümde bile sessiz sessiz ağladım...
8-En korktuğun şey?
Sevdiklerimden ayrılmak... En çok da annem ve kardeşlerimden ayrılmaktan çok korkuyorum. Evlenirsem falan mümkünse aynı şehirde kalayım yani. Beni seven benimle kalsın demi ama :)
9-Ruhun sıkıldığında ne yapmayı seversin? Kendini nasıl sakinleştirirsin/dinlendirirsin?
Hımmm. Aslına bakarsanız hiç sıkılmaya vaktim yok. En son üniversite bitince 15 gün sonra sıkılmıştım. Zaten hemen sonra da işe başladım. İşte başlayış o başlayış bi daha vaktim olmadı. Siz söyleyin aşırı yoğun tempolu bir iş, yüksek lisans ve iş güvenliği kursu sınavı, kursu üçgeninde gidip gelen birinin sıkılmaya vakti olur mu. Uyumaya vaktim yok ki annem. Ne sıkılması :) Kendim sıkılamıyorum ki ruhum sıkılsın :)
Kendimi nasıl sakinleştirirm konusuna gelince uyurum. Evet sadece uyurum. Bana çok iyi geliyor. Sinirle nasıl uyuyorsun diye sorarsanız. Söyleyim hemen. Bir hayal kuruyorsunuz. Şöyle en güzelinden. Sonra yataktaki peluş köpeğe sarılıyorsunuz ve kendinizi uykunun kollarına bırakıyorsunuz. :)
10-Bazen kızılmasından hoşlanırsın peki en çok ne için kızılmasını seversin?
Hımmm. Çok özel bir konu için değil ama sevdiğim kişinin beni düşündüğünden dolayı yaptığım, kendimi üzdüğüm bişey için bana kızmasını severim yani :) Kim sevmez ki :)
11-Şiir/müzik/öykü/deneme?
Hepsi annem hepsi. Ortaya karışık. :)
12-En son ne için ağladın?
Hımm. Bu zor bi soru. Babam desem... :( Yarın onun doğum günü. Ve ben pek de iyi sayılmam. Geçen sene doğum günü çok zor olmuştu benim için. :(
13-Birinden hemen etkilendiğin özellik?
Öyle hemen etkilenmem ki ben. Biraz zaman geçmesi lazım. Bi de birinden etkilenmem için illaki de onu görmem gerekmiyor kii :) Mesela bu blog sayesinde tanıştığım kişiler var. Görmesem de etkilendiğim, çok sevdiğim kişiler var. İsimlerini dememe gerek yok onlar kendilerini çok iyi biliyorlar :)
14-Dayanamadığın şey?
Dayanamadığım şeyyy... Şimdi kızlar her şeyi yaya yaya konuşuyorlar ya. Tiki mi diyorlar ne diyorlar öylelerine. İşte onlara hiç dayanamıyorum yaaa. :(
İyi anlamda dayanamadığım şeyse 6 yaşındaki küçük kardeşim. Şöyle bi baksın içim gidiyor sıpaya. Her istediğini yapmak istiyorum. Ama zor olsa da her istediğini yapmıyorum. Şımarık bişey olmasın demi ama :)
15-En sevdiğin duygu?
Sevmek ve sevilmek :) Kısaca ama tam da her şeyin özü :)

Vee işte bu kadar. Kimi mimlesem diye düşündüm ama pek bi yapmayan kalmadı sanırım. Burada görüp yapmamış ve yapmak isteyen varsa buyrun efendim :)

8 Kasım 2013 Cuma

MEÇHULLER SOKAĞI...


Meçhuller sokağındayım.
Kalbim meçhullere karıştı...
Onu bulmaya geldim.
Sordum nerededir diye.
O sokaktadır dediler. Meçhuller sokağında...
Öyle bir sokak ki burası
Bir yanı rengarenk, bir yanı ise sadece siyah ve gri.
Ben ne tarafta arayacağım kalbimi?
Ben hiçbir zaman ne rengarenktim ne de siyah ve griden ibaret oldum.
Arıyorum...
Onunla, o meçhul kişi ile meçhuller sokağında, meçhullere karışan kalbimi arıyorum...